İhsan Fazlıoğlu: "Nasûh Matrakî"

İhsan Fazlıoğlu: "Nasûh Matrakî"


Kısaltılmış hâli için bkz. ?Nasuh (Matrakçı), [Matematikçiliği]", Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, c. II, İstanbul 1999, s. 351.

[Matematikçiliği]

Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında, tabii bir devamı olduğu klasik İslâm Medeniyetinin mirasını kullandığı bilinmektedir. Bu çerçevede Devletin, toplum ile devletin dinî yahut resmî konularda ihtiyaç duyduğu temel aritmetik, cebir ve geometri bilgilerini de klasik dönem matematik eserlerinden devşirdiği söylenebilir. Osmanlı Devleti, özellikle, Merağa matematik-astronomi okulunun birikimini Selçuklu'lar üzerinden almış; temel matematik ilimler husunda fetihten önce bahusus Secâvendî ile Nisâbûrî'nin, fetihten sonra da Semerkant matematik okulunun iki üyesi, Cemşîd Kâşî ile Ali Kuşçu'nun eserlerinden istifâde etmiştir. İstanbul'un fethiyle yeniden tanzim edilen devletin, divân muhasipleri için ihtiyaç duyduğu pratik matematik kitapları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır. Fetih öncesi dönemde özellikle Abdurrahman Bistâmî'nin konuyla ilgili bir kaç eser telif ettiği bilinmektedir. Fetihten sonra ise Hayruddîn Halil b. İbrahim (IX/XV. asır) Farsça iki eser kaleme almış, bunlardan birisi öğrencisi Mahmud Sıdkı Edirnevi tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Aynı dönemde, Muhammed Musa Vâfî (IX/XV.asır), Hamza Balı b. Arslan (öl. 899/1494'te sağ) gibi muhâsibler muhasebe hesabına ilişkin eserler yazmıştır. Ancak bu dönemde Türkçe telif edilen en önemli ve en çok kullanılan muhasebe matematik eseri, Fatih ve II. Bayezid döneminde yaşamış Muhyiddin Atmacaoğlu'nun (899/1494'te sağ) Mecma' el-kavâid isimli eseridir. Daha sonra aynı geleneği, Kâtib Alâuddin Yusuf (917/1512'de sağ) ve Sadi b. Halil (956/1549'da sağ) gibi kâtib ve muhasibler devam ettirmişlerdir.
XVI. yüzyılda muhtelif ilmî ve amelî sahalarda tanınmış bir isim olan Matrakçı Nasuh matematik sahasında, daha çok divan katipleri ve devlet muhasiplerini gözeterek iki Türkçe eser kaleme aldı. Bu iki eser, Osmanlılardaki muhasebe matematiğinin seyrinin incelenmesi açısından, Türkçe telif geleneği çerçevesinde, Atmacaoğlu'nun eserinden sonra oldukça büyük önem taşır. Ayrıca o dönemde Osmanlı Türkçesi'nin matematik dili olarak bulunduğu seviyenin tespiti açısından da dikkate değerdirler. Matrakçı ilk eseri Cemâl el-kuttâb ve kemâl el-hussâb'ı 1517'de kaleme alarak Yavuz'a ithaf etti. Eser iki kısım üzere mürettiptir (Kemankeş, nr. 363, 89 yaprak). Birinci kısımda tamamen divan muhasipleri gözetilerek, rakamlar, pozitif tam sayılar ile pozitif rasyonel sayılar için temel klasik aritmetik işlemleri izah edilmiştir. Mukaddime'de "mesâil-i müteferrika"ya ayrıldığı söylenilen ikinci kısım ise nüshalarda mevcut değildir. İkinci eseri ise Umdet el-hisâb adını taşır ve ilkinin genişletilmiş şeklidir. Katip Çelebi tarafından Umdet el-hisâb fî el-furûz el-mukadder bi-el-kulliyât adıyla verilen eser iki kısımdan teşekkül eder: Birinci kısımda pozitif tam ve rasyonel sayılarda klasik aritmetiğin temel altı işlemi geniş bir şekilde incelenir; ayrıca birinci dereceden denklem sistemlerinin tam çözümünün elde edildiği çift yanlış hesabı gözden geçirilir. İkinci fasılda on beş mesâil-i müteferrika ele alınır. Matrakçı'ya göre bu mesâil eski kitablarda bile oldukça nadir bulunur; ancak muhasibler bu mesâli bilmek zorundadır. Eserde mirâs, vergi, ölçü tartı vb. kalem erbabı ile muhasebecilerin ihtiyaç duyacağı bütün konular gözden geçirilerek çözümlü örneklerle izah edilir. Matrakçı'nın bu ikinci eseri Atmacaoğlu'nun eserinden sonra en çok nüshası zamanımıza gelen, ilk dönem Osmanlı muhasebe matematiğine ilişkin ikinci metindir denebilir (bkz. Nuruosmaniye, nr. 2984, 178 yaprak; III.Ahmed, nr. 3147, 3147 yaprak).

Kaynaklar:
KZ, II, S. 1166; OM, III, S. 150-151, 305-306; Adıvar, OTİ, s. 95-98, Ek-26; OML, I, s. 68-73.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popular Posts