İhsan Fazlıoğlu: "Şehir Tarihi Çalışmalarında Yazma Eserlerden Nasıl İstifade Edilebilir?"
Özet
Şehir tarihini doğrudan ilgilendiren yazma eserler yanında yazma kültürün doğasından kaynaklanan nedenlerle şehir tarihiyle bir şekilde ilişkili olan ancak araştırmalarda gözden kaçırılan pek çok husus vardır. Özellikle yazma eserlerin vikaye yapraklarında, zahriyelerinde veya sonlarında bulunan pek çok kayıt türü şehir tarihini ilgilnediren malzemeler içerirler. Bunun yanında astronomi-astroloji, matematik, menazil, fedail, mezarlıklar, biyografiler ve otobiyografiler ve seyahatnamaler gibi yazma eserlerde de konuyla ilgili pek çok malumat mevcuttur.
Anahtar Sözcükler: Şehir tarihi, yazma eserler, yazma kayıt türleri, matematik ve astronomi yazmaları, menazil ve fedail kitapları.
Daha önceki çalışmalarımızda dikkat çekildiği üzere, yazma eserlere ondalık tasnifli kütüphane sistemi içerisinden değil, Taşköprülü-zade'nin Miftah el-saade ve misbah el-siyade adlı (1) eserinde serimlenen bilgi tasnifi çerçevesinden bakılmalıdır. (2) Böyle bir bakış, kadim nazarî idrakin kendisini dile getiriş tarzına daha mutabık olduğundan, aranılan malumata daha kolay ulaşılmasını sağlayacak; ayrıca yazıya dökülen malumatın kadim bilgi sistemi içerindeki yerini anlama imkânını artıracaktır. Hiç şüphesiz malumat, ancak hesabı verilmiş bir felsefe-bilim anlayışının örgüsü içerisinde bilgi'ye dönüşür. Bu nedenle örgü'yü bilmek, malumatı idrak için olmaz ise olmaz bir koşuldur. Kısaca özetlenen bu gerekçeler çerçevesinde, ?şehir tarihi çalışmalarında yazma eserlerden nasıl istifade edilebilir? sorusunu yanıtlamaya geçebiliriz. Ancak belirtmeliyiz ki, bu yazıda kullanılan yazma kavramından ister sahife, ister tomar, isterse kitap şeklinde olsun, defter suretinde birbirine iliştirilip ciltlenmiş eser anlaşılmaktadır . (3)
Bu çalışmada, tarih, coğrafya, haritacılık, seyahatname, edebiyat, sefer-nameler, menzilnameler, şehir tarihleri (4) ve oldukça mebzul miktarda bulunan acaibu'l-mahlûkat gibi çok bilinen sahalardaki yazma eserlerin şehir tarihi açısından önemleri üzerinde durulmayacak; daha çok yazma eserlerin şehir tarihi açısından şimdiye değin fazlaca dikkate alınmayan dahilî özellikleri ile bazı türleri üzerinde yoğunlaşılacaktır.
I. Yazma eserlerdeki kayıtlar
Yazma eserlerin, yazı, süsleme, resim ve cilt sanatı ile kâğıt ve mürekkep sanayi gibi konularda, üretildikleri şehrin sanat ve sanayi seviyesi hakkında bilgi verdikleri açıktır. Öte yandan yazma eserin cildinde bulunan kütüphaneyi gösteren kayıt eserin yazıldığı veya istinsah edildiği şehrin kültür tarihi hakkında bilgi verecektir. Bir yazma eserin vikaye yapraklarındaki, zelzele, yangın, büyük şahsiyetlerin doğum-ölüm tarihleri gibi muhtelif kayıtlar, hiç şüphesiz önemli bilgiler içerirler. Yazma eserlerin zahriyelerinde veya sonlarında bulunan muhtelif mühürler, mülkiyet, istishab, şira, telif, rivayet, semâ, kırâat, icazet, münâvele, mukâbele, mutalaa, vb. kayıt türleri ile genelde eserin ferağ/kitabet kaydında verilen bilgiler, özellikle mekan bilgileri önemlidirler. Bu kayıtlar başta müellif olmak üzere, eserlerle veya nüshayla ilgili pek çok şahsın bulunduğu şehir hakkında bilgi verir; şehrin ilmî hayatı hakkında ipuçları sağlar. Örnek olarak, İbn Sertak'ın Ayasofya nr. 4830'da bulunan mecmuadaki kayıtları Tokat/Niksar'da Yağıbasan medresesinde okutulan eserleri ve ilmî seviyeyi gösterirken, Risale el-usul el-asiliyye fi el-hendese ile Kitab el-ikmal el-asilî fi el-hendese adlı eserlerinin istinsah kayıtları ilk Osmanlı müderrisi Davud Kayserî'nin Niksar'da aldığı eğitim ve hocası hakkında bilgi verir. Öte yandan her iki eserin bulunduğu mecmuanın zahriyesindeki kayıtlar, eserin İznik medresesinden İstanbul'a buradan da Kahire'ye nasıl ve kimler aracılığıyla yolculuk yaptığına işaret eder. (5)
Yazma eserlerin telif, istinsah vb. edildikleri şehirler, eserlerin ait oldukları yazarlar ve konular göz önünde bulundurulmak kaydıyla, hangi sahalarda hangi yazarların ne tür eserlerinin okunduğunu tespit etmek bakımından önemlidirler. Bu tespit, şehirlerdeki ilmî faaliyeti, bu faaliyeti yürüten bilginlerin yönelimlerini ve mütedavil konuların içeriklerini verirler. Örnek olarak Kutbuddin Şirazî'nin el-Tuhfet el-şahiyye fi ilm el-hey'e 'si 1285 tarihlerinde Sivas ve Malatya'da kaleme alınmış, (6) Nihayet el-idrak fi dirayet el-eflak ise 1281'de Sivas'ta telif edilmiştir. (7) Her iki eser ile aynı yazarın Faaltu fela telum (8) ve Çobanoğlu Meliki Muzaferuddin Yavlak Arslan'a sunulmuş İhtiyarat el-Muzafferî adlı (9) eserlerinin içerdiği bilgiler, tartıştığı konular, atıf yaptığı isimler bu şehirlerdeki astronomi eğitiminin seviyesini gösterirler. Muhtelif sahalarda, Anadolu ve Balkanlar'daki şehirlerde telif, istinsah, tercüme vb... edilen pek çok eserdeki kayıtlar bu şehirlerin kültür ve düşünce tarihini yazmak için dikkate alınması gereken eserlerdir. Örnek olarak İbn Sina'nın el-İşarat ve el-tenbihat adlı eseri ile muhtelif şerhleri, haşiyeleri, reddiyeleri, muhakematlarının nüshalarını ve istinsah edildikleri Anadolu ve Balkan şehirlerini tespit etmek, bu şehirlerdeki İbn Sinacı çevrelerin varlığını yakalamak açısından önemlidir. Daha önceki bir çalışmamızda işaret ettiğimiz gibi, günümüze gelen İbn Rüşd'ün Tehafut el-tehafut adlı eserinin istinsah kayıtlarından hareketle, bu eserlerin hemen hepsinin İstanbul'da önemli Osmanlı bilginleri tarafından istinah edildiği tespit edilmekte, böylece biri XVI. yüzyıl diğeri XVIII. yüzyıl olmak üzere, Osmanlı ilmî çevrelerinde eserin dikkate alındığı görülmektedir. (10)
Yazma eserlerin dibacelerinde verilen bilgiler, özellikle yazıldıkları şehirlerin hem -var ise- lakapları ve sıfatları hem de şehrin diğer kültürel özellikleriyle ilgili pek çok bilgi içerirler. Örnek olarak, Hikmet el-ayn adlı felsefe eserinin Fatih Sultan Mehmed'e sunulan Farsça tercümesi, İstanbul'un fethinden hemen sonra yapıldığı için, şehir hakkında fetih heyecanını içeren ifadeler, tasvirler taşımaktadır. (11) Benzer bir durum, yine Fatih Sultan Mehmed'e sunulan Siraceddin Urmevî'nin Metali el-Envar adlı mantık eserinin Farsça tercümesi (12) için de geçerlidir. Öte yandan bazı müellifler, özellikle ülke dışından gelenler, eserlerin dibacelerinde hayat hikayeleri ve ders aldıkları hocaların yanında uğradıkları şehirleri, özellikle kitabı telif ve takdim ettikleri şehir hakkında bilgi verirler. Bu bilgiler bahusus, dışarıdan bir kimsenin Anadolu, özellikle İstanbulu nasıl idrak ettiği açısından önemlidirler.
Yazarların nisbeleri ise, hem doğdukları hem seyahat ettikleri hem de yaşayıp öldükleri mekânlar/şehirler hakkında önemli bilgiler verirler. Örnek olarak, Davud Kayserî'nin Kayserî nisbesi kökenine, Savî nisbesi ise Kaşanî'den ders aldığı şehre işaret eder. Ali Kuşçu'nun el-Fethiyye fi ilm el-hey'e adlı eserinde görüldüğü üzere, bazı eserlerin ferağ kayıtları belirli bölgelerde cereyan eden savaş gibi önemli olaylar ile tarihlerini doğru bir şekilde kaydederler. (13) Bazı yazmaların dibacelerindeki ifadeler bir şehrin eğitim ve ilim hayatıyla ilgili önemli bilgiler içerirler; şehrin eserin kaleme alındığı dönemdeki ilmî yapısına işaretlerde bulunurlar. Örnek olarak, Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki bir mecmuada, ilk nüsha bir astronomi eseri olmasına karşın, daha sonra Bursa'da medfun bulunan şeyhler, mecnunlar ve biyografileri yer almakta, daha da önemlisi Midilli Mevlihanesi hakkında bilgiler verilmektedir. (14)
Türkçe yazma eserlerin harekeli nüshalarının dikkat edilmesi gereken en önemli özelliği ise, hangi şehirde telif veya istinsah edildiği ya da hangi şehirde harekelenmiş olduğudur. Çünkü harekeler bir şehrin Türkçe telaffuzunu verirler; bu da o eserin harekelendiği tarihte şehrin Türkçe ağzını tespit etmeye yarar.
II. İlm-i hey'et eserleri
Astronomi eserleri, nazarî coğrafya, iklimler ve şehirlerin astronomik-coğrafî konumlarının niceliksel hesapları konusunda önemli bilgiler içerirler. Çünkü, kadim astronomi nazarî coğrafya'yı da içeren bir kavramsal yapıya sahiptir. Bu nedenle, başta medreselerde okutulan Mahmud Çağminî'nin el-Mulahhas fi ilm el-hey'e el-basite adlı eseri ile Kadı-zade'nin Şerh 'i ve Abdulalî Bircendî Haşiye 'si olmak üzere, pek çok astronomi eseri, şehir coğrafyasının nazarî temellerini verir. Özellikle kadim astronomiye ait gök-yıldız tablolarının yani Zicler 'in İstanbul meridyenine uyarlanmış hesaplamaları matematiksel coğrafya açısından önemlidir. Bu çerçevede şehirlerin kıble tayinini konu alan astronomi çalışmaları özel bir dikkat ister. Örnek olarak, Yavuz Sultan Selim'in şehzade-valiliği döneminde Şiî-Safevî devletinden kaçarak Trabzon'a gelen Semerkand matematik-astronomi okulunun önemli üyelerinden Abduali Bircendî'nin, - Tuhfe-i Selimiyye ( Risâle der ta`yîn-i semt-i kıble-i Trabzon ) adlı eserinde bildiridğine göre- 911 yılının Rebülevvel ayının 14. Cuma gecesi/1505, Trabzon'da tam güneş rasadı yapması, rasad neticelerinden hareketle, şehrin tul ve arzını belirlemesi, kıble yönünü tayin etmesi ve diğer faaliyetleri ile eserin sonunda Trabzon şehrinin çevresindeki ve uzağındaki şehirlerle olan mesefalerini içeren tabloları koyması, Trabzon tarihi açısından son derece mühimdir. (15)
Bu vesileyle işaret edilmelidir ki, başta astroloji olmak üzere gizli bilimlere ilişkin eserler de hem şehirler hem de şehirlerde cereyan eden hadiseler ile bu hadiselerin kahramanları hakkında bilgi içerirler.
III. Matematik eserleri
Anadolu ve Balkanlar'da telif edilen pek çok matematik eseri, özellikle muhasebe kalemlerinde çalışan muhasipler tarafından kaleme alınanlar, dönemin şehir tarihini ilgilendiren pek çok bilgiyi muhtevidirler. O şehirde eserin yazıldığı tarihlerde kullanılan ölçü ve tartı sistemleri ile kullanılan para birimleri, yaygın meyvalar ve sebzeler, değişik muamelat konuları yanında, ticaret ve faiz bilgileri, bahusus mesail/problemler bölümünde yol ve mesafe soruları, merkez alınan şehir ile diğer şehirler arasında bazı niceliksel ilişkilerin tespiti önemlidir. Muhyiddin Mehmed b. Hacı Atmaca Kâtib'in (1494'de sağ) 1493-1494 telifini tamamladığı Mecma? el-kava?id adlı eseri ile Matrakçı lakabıyla tanınan Bosnalı Nasuh Bey'in (ö. 1564) 1527'de yazdığı Cemal el-kuttab ve kemal el-hussab ve 1533 tarihinde kaleme aldığı Umdet el-hussab isimli kitapları, diğer pek çok eser yanında örnek olarak verilebilir. (16)
IV. Menazil kitapları
Hac yollarına ilişkin menazil kitapları ile hac seyahatnameleri başta yol güzergahı olmak üzere uğranılan yerlerde bulunan şehirler, kasabalar, köyler; her bir bölgede bulunan önemli şahsiyetlerin kabirleri; nehir ve ırmaklar; bazı önemli dağlar; bizatihi yolların yapısı; kuyu gibi su kaynakları; uğranılan şehirlerin tarihi, camileri, hamamları, kahvehaneleri, hanları, yolları, nüfus yapısı, şehir hakkındaki bazı tarihi hikayeler, halk kültürü, şehirde bulunan bazı önemli binaların banileri ve kuruluşuları, şehirde medfun bulunan seçkin isimlerin özellikleri ve kabirleri hakkında bilgi verilir. Şehirlerde bulunan esnaf hakkında verilen bilgiler iktisad tarihi açısından pek çok ipucu taşırlar. (17) Yalnızca Osmanlı devrinde değil daha önce telif edilmiş benzer eserlerin hamişlerine düşünülen notlar da oldukça faydalı bilgiler içerirler. Örnek olarak Herevî'nin tanınmış Emakin el-ziyarat adlı kitabının zamanımıza gelen ve tenkitli metinde kullanılan bazı nüshaların hamişlerinde özellikle Osmanlı devrinde Anadolu'daki önemli şahısların kabirleri hakkında bilgiler verir. Mustafa el-Busnavî'nin Delil el-menahil ve murşid el-merahil (18) gibi deniz menzillerinden bahseden eserler de vardır; bu tür eserlerde de uğranılan şehirlerin evsafı, iklimi, havası, suyu, meşhur şahısları vb. bilgiler verilmektedir. Öte yandan kara yoluyla seyahat edecek seyyahlara rehber olabilecek eserler de hazırlanmıştır. Müellif meçhul Üsküdar'dan Erzurum'a ve Tebriz'e Varınca Yol Üzerinde Vaki Olan Menazillin Defteridir adlı çalışma (19) bu duruma örnek verilebilir.
V. Seyahatnameler
Osmanlı ülkesi içerisinde seyahat eden Osmanlı vatandaşları yanında, Avrupa'dan veya Arap ülkelerinden gelen kişilerin kaleme aldıkları seyahanameler şehirler hakkında, özellikle yol güzerhagı üzerinde bulunan şehirler hakkında önemli bilgiler içerirler. Şehirlerde karşılaştıkları ilginç yapılar, tanıştıkları insanlar, şahit oldukları garip adetler vb. konularda verdikleri bilgiler pek çok karanlık noktayı aydınlatacak özelliktedir. Örnek olarak, Bedreddin Muhammed el-Ğazzî'nin (ö. 1577) el-Metali el-bedriyye fi menazil el-rumiyye 'si, (20) Kutbuddin el-Mekkî'nin (ö. 1582) el- Fevaid el-seniyye fi el-rihlet el-medeniyye ve el-rumiyye 'si, (21) Muhibuddin el-Hamavî'nin (ö. 1608) Bevadi el-dumu el-andemiyye bi-vadi el-diyar el-rumiyye 'si, (22) Muhammed Kibrit'in (ö. 1660) Rihlet el-şita ve el-sayf 'ı, (23) Abdülgani b. İsmail el-Nablisî'nin (öl. 1731) el-Hakika ve el-mecaz fi rihlet ila bilad el-şam ve mısr ve el-hicaz 'ı, (24) Muhammed el-Miknasî'nin 1785'de gerçekleştirdiği seyahatı içeren Rihlet el-Miknasî , (25) pek çok Osmanlı şehri hakkında bilgi verirler.
Seyahatnameler konusunda pek çok çalışma mevcuttur; ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bu seyahatlerin her zaman bağımsız bir seyahatname şeklinde kaleme alınmadığı, seyyahın herhangi bir sahada telif ettiği bir eserde bilgi verebileceğidir. Örnek olarak Fazıl Ali Bey (Ali el-İznikî, ö. 1608) başta Mecmûat el-mücerrebât olmak üzere bazı simya eserlerinde simya ilmini öğrenmek için ziyaret ettiği şehirler ve buralarda ders aldığı simyacılar hakkında ayrıntılı malumat verir. (26)
VI. Mezarlıklar ve kabirler
Pek çok menazil ve seyahatname eserinde uğranılan şehirlerde ziyaret edilmesi tavsiye edinilen mevcut seçkin zevatın kabirleri hakkında bilgi verilir; hatta yer yer ciddi biyografik malzeme sunulur; özellikle bu kabirlerin bulundukları yörelerdeki halk arasındaki dinî ve folklorik tasavvurları konusunda malumat kaydedilir. Bunun yanında bir şehirde medfun olan ulema, urefa ve şuera hakkında da yazılan eserlerde bu zevat hakkında malumat verilir. Örnek olarak, Abdurrezzak Efendi'nin İstanbul'da Ebu Eyyub el-Ensarî türbesi civarında medfun alim ve şeylerden 32 tanesini kısa hal tercümeleriyle beraber Şerh el-sudur fi marifet el-kubur adlı eserinde, (27) yedi şeyhin hal tercemesini ise Tuhfet el-zuvvar isimli risalesinde verir. (28) Kanunî devrinde Fatih camii imamı olduğu anlaşılan meçhul bir zat ise Keşf el-kurub fi menakib Ebi Eyyub el-Ensarî adlı çalışmasında (29) hem Ebu Eyyub hakkında hem de bu vesileyle İstanbul ve türbesi civarında medfun şahıslar hakkında malumat aktarır. Bazı şehir tarihini konu alan eserlerde de şehrin tarihi yanında şehirde medfun zevat hakkında malumat kayd edilir. Örnek olarak İmamzade Mehmed Esad Efendi (ö. 1859), Feth-i Kustantiniyyeadlı çalışmasında (30) tarih boyunca İstanbul'u fetih teşebbüsleri yanında İstanbul'da medfun sahabe kabirleri hakkında da ayrıntılı bilgi verir.
VII. Biyografiler/Otobiyografiler
Başta Taşköprülü-zade'nin el-Şekaik el-numaniyye fi ulema el-devlet el-Osmaniyye 'si olmak üzere pek çok genel tabakat eserinde, şuera tezkireleri gibi belirli bir sahaya mahsus biyografî çalışmalarında şehir tarihiyle ilgili, özellikle şehrin entelektüel tarihini ilgilendiren malumat bulmak mümkündür. Diğer taraftan çok az da olsa oto-biyografi türünden eserlerde de benzer bir durumla karşılaşılmaktadır. Bu eserlerde özellikle yazarın gözünden şehrin evsafını, nasıl göründüğü tespit etmek mümkündür. Örnek olarak, Abdurrahman Bistamî (ö. 1453) Durret tac el-resail ve ğurret minhac el-vesail adlı oto-biyografik eserine dolaşıp gördüğü pek çok şehrin lakabını vermektedir. (31) Daru'l-adl, muhayyemu'l-ulema ve'l-fudela (Bursa), Daru'n-nasr (Amasya), Daru'l-feth (Kastamonu), Daru'd-devleti's-sultaniyye (Dimetoka), Daru's-saadeti's-sultaniyye (Edirnebolî), Daru'l-mulk (Konya), Daru's-saltana (Kayseri), Uşşu'l-ulema (İznik) (32) gibi. Öte yandan Abbas Vesim Efendi'nin (ö. 1760 ) Dustur el-vesim fi tıbb el-cedid ve el-kadim adlı kadim tıb ile cedid tıbbı karşılaştırdığı eserinde, özellikle İstanbul'daki tıbbî durum hakkında da başka hiçbir kaynakta karşılaşılmayan bilgiler verilmektedir. (33) Bazı ilmî eserlerde, yine şehrin entelektüel tarihi açısından ilginç malumatlarla karşılaşılmaktadır. Örnek olarak Saçaklî-zade diye meşhur Muhammed ibn Ebûbekir el-Mar'aşî (ö. 1732 ), Hâşiye ala Hayâlî ve Kul Ahmet adlı eserinin dibacesinde Halep'te Şa?bâniyye medresesinde hoca iken, Hayâli'nin Nesefi ?akâidi şerhi ile Kul Ahmed'in İsagoji şerhini okuttuğunu ve bu sırada da bir hâşiye kaleme aldığını belirtir, ve özellikle uzun bir aradan sonra bu medresede ilk mantık okutanın kendisi olduğunu vurgular. (34)
VIII. Fedail kitapları
Genel anlamda şehirler hakkında yazılan eserler yanında, büyük oranda siyasî maksatlarla kaleme alınan fedail (faziletler) kitaplarında da şehir tarihini ilgilendiren malumat bulmak mümkündür. Örnek olarak, İbn el-Uleyf diye tanınan Şihâbuddin Ahmed b. el-Huseyn el-Mekkî'n in (ö. 1520) Kitab el-durr el-manzum fi menakib el-Sultan Bayezid Melik el-Rum adlı eserinde, İstanbul ve Anadolu'nun Arap coğrafyasında yaşayan bir Arap şairin gözünde nasıl tasavvur edildiğini bulmak mümkündür. (35) Ebu'l-Abbas Şihabuddin Ahmed b. Muhammed el-Hanefî el-Hamevî'nin (ö. 1768) el-Durr el-manzum fi fadl el-rum (36) adlı eserinde de benzer tavrı görmek mümkündür. Doğrudan tek bir şehrin fedailini veren eserler, yalnızca şehir hakkında bilgi içermezler aynı zamanda şehrin efsanevî ve folklorik, hatta dinî değeri konusunda da bilgi verirler: Latifî'nin (ö. 1582) Risele-i evsaf-i İstanbul 'u (37) Yasin el-Farazî'nin (ö. 1684) Ravzat el-enam fi fedail el-şam 'ı, (38) Salih el-Temürtaşî'nin (ö. 1715'den sonra) Hayr el-tam fi zikr hudud el-ard el-mukadddese ve filistin ve şam 'ı, (39) Ebu'l-necah el-Maninî'nin (ö. 1759) el-İlam bi-fedail el-şam 'ı (40) gibi.
Fedail eserleri olmamakla birlikte, bu konudaki bilgileri de içeren gizli ilimlere ait pek çok eser de şehir tarihi açısından önemlidir. Örnek olarak Hüseyin b. Kemal el-Kadrî'nin el-Durr el-munsan fi-ma yehdus fi eyyam Devlet Âl-i Usman adlı eseri 1673 tarihinde Osmanlı devleti'nde vuku bulacak hadiseleri haber vermesi bakımından önemlidir. (41) Bunun yanında yine fedail özelliğii ağır basan meçhul müellif Der Beyan menakib zuhur Al-i Osman ve Feth İstanbul (42) gibi eserlerde de şehir tarihini ilgilendirecek malumat bulmak mümkündür. Öte yandan bir şehirde bulunan özel bir yapı veya mekan konusunda da çalışmalar mevcuttur: Müellif meçhul Bu Kitab İstanbul'da Vaki Olan Ok Meydanı Beyanındadır adlı çalışma (43) bu duruma örnek verilebilir.
IX. Sonuç
Bu kısa incelemede, yazma eserlerin şehir tarihi çalışmaları açısından muhtevi olabileceği malumata ilişkin kısa bir yol haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Elbette konuyu yalnızca yukarıda çizilen çerçeveyle sınırlandırmak mümkün değildir. Pek çok yazma eserde, umulmadık bir biçimde, yazıldığı veya istinsah edildiği mekanla ilgili bilgiye rastlamak mümkündür. Örnek olarak, Menazil el-Adab adlı bir risalenin hemen dibacesinde olduğu gibi, eserin telif edildiği tarihlerde, Üsküdar'da kadınların kendi aralarındaki ilişkiler, evlerde yapılan ilmî sohbetler ve çalışmalar hakkında malumatla karşılaşmak her zaman ihtimal dahilindedir. Bu nedenle yazma araştırmalarında bu ve benzeri kayıt türlerine dikkat edilmeli, farklı sahalardaki insanların istifadesine sunulmalıdır.
DİPNOTLAR:
1 Taşköprülü-z a de , Mift ah el-sa a de ve misb a h el-siy a de , c. I, Beyrut 1985.
2 Bkz. İhsan Fazlıoğlu, ?İki Ucu Müphem Bir Köprü: ?Bilim' ile ?Tarih' ya da ?Bilim Tarihi'?, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi , (Türk Bilim Tarihi), 2004, c. II, S. 2, s. 9?27.
3 Bu konuda bkz. ?Yazma?, Dergah Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi , c. , İstanbul ?, s.
4 Şehir tarihi çalışmaları geç döneme kadar süren bir gelenektir. Bu duruma, siyasî içerikli bir örnek çalışma olarak bkz. Muallim Cemal el-Kayserî, Musul Meselesi , T.B.M.M. nr. 135, 800 yaprak, Müellif hattı, Ankara 1926.
5 Geniş bilgi için bkz. İhsan Fazlıoğlu, ?Osmanlı Coğrafyasında İlmî Hayatın Teşekkülü ve Dâvûd el-Kayserî (656-660/1258-1261-751/1350)?, Uluslararası Dâvûd el-Kayserî Sempozyumu Tebliğleri , Kayseri 1998, s.25-42.
6 Ayasofya nr. 2584.
7 Köprülü nr. 956.
8 III. Ahmed nr. 3338.
9 Ayasofya nr. 2574.
10 İhsan Fazlıoğlu, ?Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteri (Bir Önsöz), Dîvân İlmî Araştırmalar Dergisi , İstanbul 2005/1, s. 1-57.
11 Ayasofya nr. 2388.
12 Ayasofya nr. 2488.
13 Ayasofya nr. 2733.
14 Halet Efendi nr. 537.
15 İstanbul Üniversitesi Ktp., FY, nr.71, 29 vr; müellif nüshası. Bu eser Doç D.r Mustafa Çiçekler ile beraber tarafımızdan yayıma hazırlanmaktadır.
16 Geniş bilgi için bkz. İhsan Fazlıoğlu, ?Osmanlı Klasik Muhasebe Matematik Eserleri Üzerine Bir Değerlendirme?, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi , Sayı: 1, Cilt: 1, İstanbul 2003, s. 345-367.
17 Meçhul, Menazil el-tarik ila beytillah el-atik (Ayasofya nr. 1469); Meçhul, Risale fi beyan mevadi' Beytillah el-harem (Esad Efendi nr. 3763/19); Meçhul, Menazil el-tarik ila Beytillah el-atik (İstanbul Belediye Ktp. Muallim Cevdet nr. 115). Meçhul, Menazil el-tarik ila Beytillah el-atik (Millet Ali Emiri nr. 892); Seyyid İbrahim Hanif el-İstanbulî (ö. 1217/1802), Menazil el-haremeyn (Lala İsmail nr. 220); Halil b. Ali, Menazil el-haremeyn (Tire Necip Paşa nr. 279); Meçhul, T arik ila el-haremeyn (M. Ü. İlahiyat Fak. Genel nr. 16656); el-Şeyh el-Hâc İbrahim, Menazil el-hacc ve mesafet el-fecc , (Sül. Yahya Tevfik nr. 1457); Meçhul, Menazil el-hacc (Mihrişah Sultan nr. 150/2); İbn el-Havranî (ö. 969/1562), el-İşarat ila emakin el-ziyarat . Geniş bilgi için bkz. Menderes Çoşkun, ?Osmanlı Türkçesiyle Kaleme Alınmış Hac Seyahatnamaleri?, Türk Bilgisi Araştırmaları , c. 24/1, 2000, s. 91-108. yeıca bkz. Menderes Çoşkun, Manzum ve Mensur Osmanlı Hac Seyahatnameleri ve Nâbî'nin Tühfetü'l-Harameyn'i , Ankara 2002.
18 Bağdadlı Vehbi nr. 1024.
19 Esad Efendi nr. 2362.
20 Nşr. El-Mehdî İd el-Revadiyye, Beyrut 2004.
21 Veliyüddin Efendi nr. 2440.
22 Rağıp Paşa nr. 1474.
23 Bibliothéque Nationale, Arabe, nr. 2294.
24 Nşr. Ahmed Abdülmecid Hureydî, Kahire 1986.
25 Nşr. Muhammed Bekbut, Beyrut 2003.
26 Bağdadlı Vehbi nr. 1011/2.
27 Esad Efendi nr. 3622/12.
28 Esad Efendi nr. 3622/13.
29 Aşir Efendi nr. 72.
30 Hüsrev Paşa nr. 439.
31 Nuruosmaniye, nr. 4905.
32 İhsan Fazlıoğlu, ?İlk Dönem Osmanlı İlim ve Kültür Hayatında İhvânu's-Safâ ve Abdurrahmân Bistâmî?, Dîvân İlmî Araştırmalar Dergisi , İstanbul 1996/2, s. 229-240.
33 Bayezid Umumi nr. 4097.
34 Süleymaniye Kütüphanesi, Lâleli, yazma, v.240-322.
35 Geniş bilgi için bkz. Şükran Fazlıoğlu, ?Mekkeli şair İbnu'l-Uleyf'in Sultan II. Bayezid'e yazdığı kaside?, Dîvân-İlmî Araştırmalar , İstanbul 2001, Sayı 11, s. 163-181.
36 Esad Efendi nr. 1843.
37 Esad Efedni nr. 2272.
38 Hacı Mahmud nr. 4935/1.
39 Fatih nr. 5398.
40 Bibliothéque Nationale, Arabe, nr. 6168..
41 Revan nr. 7475.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder