Kısaca... Kısaca...
En önemli konu arkadaşlar...
Ne çalışırsak çalışalım...
Bu insan... Yani...
Locke'un... Bir köle tüccarı olduğunu bilmeden, onun liberalist felsefesini
anlamlandıramazsınız... Adam, liberalizm üzerine döktürüyor ama adam köle
taciri kardeşim! Borsada köleler üzerine...
Barkley'i çalışırken, Barkley'in bir sömürge valisi olduğunu göz önünde
bulundurmanız lazım...
Bu böyledir!
Öyle çok... Bunlar.... Sanki... Arındırılmış bir uzayda... Sterilize bir uzayda
yaşıyorlar... Çekim yok orada...
ÖYLE DEĞİL BU İŞLER!
Her insanın ilişkileri var! Yani tutup... Rousseau'nun hayatını
okumadan... Hatıratını okumadan... Oradaki felsefeyi...
Şunu tabii ki kabul ediyorum! Her şeye rağmen... Düşüncenin ya da
bilimin kendine ait teorik bir lisanı var! O lisan içerisinde de işler
yapılıyor... Orada hiçbir şüphe yok!
Ama!
"Bu
bir bütündür." demek istiyorum... Sırf oraya dikkat kesilmek
ya da sırf aşağıya dikkat kesilmek tek başına her şeyi çözmez!
Yani, İslam dünyasından bir örnek vereyim...
Herkes, anlatıyor şimdi... İbn Bâcce, "Tedbîrü'l-mütevaḥḥid"
diye bir kitap yazdı... "Yalnız Adamın İdaresi"
diye Türkçeye çevrildi...
Şimdi hepinize soruyorum...
Edirne'yi Yunanlar işgal etse kimi sorumlu tutarız? Bugünkü hükümeti
sorumlu tutarız değil mi?
Peki, Saragoza'yı (Zaragoza) kim teslim etti Latinlere?
İbn Bâcce teslim etti!
Neyi?
25 yıllık başbakandı!
Arkadaşlar! Bugün nasılsa, dün de öyleydi! Yani, siz bu adamın bu hayat...
Bu noktasını bilm... Onun için Endülüs'te bu adam kovalanıyor
devamlı! Adamı öldürmeye çalışıyorlar!
Niye?
Biz, buna hemen, "Aaa! Filozoftu!"
Hayır! "Filozoftu" falan değil! Saragoza şehrini
kaybetti adam!
Anlatabiliyor muyum?
İbn Bâcce de, İbn Rüşd de, İbn Tufeyl de devlet adamıydı...
Hepsi! İspanya... Endülüs İslam Dünyası bölük pörçük
olduğunda... Bunlar(İbn Bâcce, İbn Rüşd, İbn Tufeyl) idari-siyasi
sorumlulardı...
Niye bir şey yapamadılar?
Onun için hep kaçtılar!
Yönettikleri milletlerle/halklarla konuşacak bir dil geliştiremediler...
İbn Tufeyl, bir adaya gitti... Değil mi? Adasal romanı[1] ilk niye o yazdı?
İbn Bâcce dedi ki: "Adada tek başımıza yaşayamayız... Şehirde ama kendimize bir ada
yapalım!"
İbn Rüşd de dedi ki: "Ya o da çok ağır! Herkesin hakikati
kendine!"
BAKIN!
Siz bu adamların psikolojilerini dikkate almadan, geliştirdikleri felsefeyi
anlayamazsınız!
Efendim... İbn Rüşd, "Çifte Hakikat Teorisini" kurmuş! Niye? Canı mı
sıkıldı? Bir şey çözmeye çalışıyor adam! Kendi psikolojik sorunu da
var adamın! Felsefi sorunları da var!
O dönemin İslam dünyasına bir bakın bakalım... Öyle anlatıyorlar ki! Ohoo
o!
Şimdi... Kısaca... İster Doğu, ister Batı! İster Güney, ister Kuzey!
Felsefe-Bilim düşünce tarihi... Bu kişilerin... Düşünürlerin... Felsefi
tutumu içerisinde ele alınmalıdır!
Bu felsefi tutumun... O insanın mensubiyet duyduğu anlam-değer dünyasının bir
uzantısı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır!
Kısaca; bilme eyleminin insanın bir uzantısı olduğunu hep göz önünde
bulundurmak zorundayız!
İnsandan bağımsız bir bilme eylemini henüz icat edemedik! İlerde belki yapay zekâ,
bunu bizim yerimize yapacaktır!
Öyle gözüküyor...
Transkripsiyon:
Muhammet Negiz | fazlioglu.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder