Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu: Selçuklu Okumaları | Yenilenme Döneminin Yol Alışı (BÜSAM)
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu: Selçuklu Okumaları | Yenilenme Döneminin Yol Alışı (Kayseri BÜSAM)
Selçuklu Okumaları kapsamında Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu'nun Kayseri BÜSAM'da vermiş olduğu aşağıda konu başlıkları derslerden 2.si erişime açılmıştır.
1.Ders: Yenilenme döneminin kuruluşu: Merv’de Tahkîk, Tahrîr ve Talîm
***Bu Derse Dair İzlenimler:
2.Ders: Yenilenme döneminin yol alışı: Merâğa ve Tebrîz matematik-astronomi okulları
3.Ders: Yenilenme döneminin mayalanması: Anadolu’daki terkîb
Daha önceki günlüklerde Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nu tanımadan, dersini dinlemeden önce önyargılarım olduğunu söylemişti. Fakat Büsam’ın açılış dersini dinlediğim günden sonra, Büsam’a gelen değerli hocaların içerisinde İhsan Fazlıoğlu’nun çok istisnai bir yeri olduğunu da belirttim. İhsan Fazlıoğlu’nun derslerini kaçırmamaya özellikle dikkat ediyorum. Nitekim Selçuklu Okumaları atölyesi için 7 Nisan’daki
dersini de kaçırmadım. Dikkatle dinledim. Sayfalarca not aldım. Yine kendisinden bekleneni yaptı ve bizleri adeta bilgi bombardımanına tuttu.
"Yenilenme Döneminin Yol Alışı: Meraga ve Tebriz Matematik ve Astronomi Okulları" başlıklı dersinde İhsan Fazlıoğlu’nu dinlemek hayret duygusu uyandırdı. Biz genelde tarihimizi askeri ve siyasi tarih olarak biliriz. Bilim tarihi açısından ne kadar cahil olduğumuzu görmek şaşırtıcıydı. Çünkü genellikle Türk İslam medeniyetinin bilimsel gelişmelere kapalı olduğu gibi bir algı hakimdir. İslam’ı bilimin önünde bir engel olarak gören, İslam alimlerini bağnaz ve bilime karşı insanlar olarak gören anlayış uzun zamandır bize bunu dayatır. Kimimiz boyun büker, Gazali başta olmak üzere bir çok alimin felsefenin, bilimin önünü kapattığını iddia ederiz. Kimimiz de hayır öyle değil, aslında bunlar tamamen bir ön yargıdan ibaret diyerek meselenin aslını izah edecek bilgiye sahip değilizdir. Nihayetinde Türk İslam medeniyetinin bilimsel tarihi bizim için tamamen karanlık bir noktadır.
İşte İhsan Fazlıoğlu bizim için karanlık olan bu tarihi aydınlatan bir konferans verdi. İslam alimlerinin ilk dönemde yöntemleri tekamül ettirerek önemli çalışmalar yaptığını, 1200-1600 tarihleri arasında nitelik ve nicelik bakımından yüksek ve yaygın bir entelektüel faaliyet yaşandığını bizlere anlattı. Alimlerin isimlerini, hangi eserleri yazdıklarını, hangi medreselerde yetiştiklerini, Meraga ve Tebriz’in o dönemde ne tür birer ilim merkezi olduğunu, bu merkezin diğer İslam beldelerine ve Avrupa’ya ne tür etkileri olduğunu detaylarıyla anlattı. Matematik ve astronominin yanı sıra tıp ve felsefenin ne derece ilerlediğini de hayretler içerisinde kalarak dinlediğimi itiraf edebilirim.
Ders bitiminde bazı öğrencilerin mırıldanmaları ayak üstü sohbetlerinde şahit olduğum sözlere dayanarak bu dersin dinleyiciler üzerinde iki tür etkisi olduğu rahatlıkla söyleyebilirim.
Birinci tepki şuydu; bazı dinleyiciler (özellikle yaşı biraz ilerlemiş olanlar) ömrümüzü boşa tüketmişiz, böyle bir dersi kırk yıl önce dinlemiş olsaydık keşke diyorlardı.
İkinci tepki ise şuydu; bırakın bu kadar derin ilimlere vakıf olmayı bu derste adı geçen ilim adamlarının isimlerine ulaşmak bile çok zaman ve emek isteyen bir iş. Ömrümüz, öyle parlak bir dönemi yeniden yaşamayı bırakın, öğrenmeye bile kifayet etmeyebilir.
Biraz önce bahsini ettiğim ümit ve ümitsizlik arasındaki duyguları herkes gibi ben de yaşadım. Fakat asla yılgınlık hissine kapılmamak gerekiyor. Yapılacak iş çok. Bu iki yaklaşım şunu gösteriyor. Aslında biz geçmişte gerçekten büyük ve önemli işlere imza atmışız. Bunu yeniden yapmamızın önünde hiçbir engel yok. Bu noktada bir ümit, tünelin ucunda bir ışık gözüküyor. Ama o kadar büyük işler yapılmış ki, yeniden bir benzerini yapmak neredeyse imkansız gibi gözüküyor. Burada da bir ümitsizlik, bir yılgınlık uyanıyor sanki. Bu haliyle İhsan Fazlıoğlu’nun dersini dinlemek bize hem keyif, hem bir kendine güven duygusu, bununla birlikte büyük bir sorumluluk duygusu da yükledi denilebilir.
BÜSAM bu derslerle üzerimizdeki ölü toprağını silkelemenin ilk adımlarını atıyor. Sonuçta bir yerden başlamak gerekiyordu. Şairin dediği gibi neyi kaybettiğimizi hatırlamamız gerekiyordu.
İhsan Fazlıoğlu da bize kaybettiklerimizi hatırlatıyor. İyi de ediyor.
***
Kaynak: Şehir Dergisi | BÜSAM Akademi
İstifade edilmesi dileğiyle...
M. Negiz
fazlioglu.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder